My photo
a utopist, a green, a free soul, a liberal, a young (well let's say 'a new' rather than 'young') mother, a rebel, a thinker, a smiler, a wonderer, a note, a butterfly, a rainbow, a nymph, a kite, a wave, a breeze from the sea, a purple soul, a chocolate-addict, a lover...

Monday 14 October 2013

Öksürükte ne yapmalı?

Delfina alt solunum yolu enfeksiyonu geçirdi geçen hafta ve ben yine bir miktar kafayı yedim [ciğerlerinden farklı farklı birçok garip hırıltı geliyordu]. Neden o hasta olduğunda bu kadar yıpranıyorum bilmiyorum, psikolog bir arkadaşım benim kendi hastane/hastalık anılarımla onunkilerin benim zihnimde karıştığını söylüyor. Doğru olabilir... Çok kötü öksürüyordu ve ağızdan alınacak hiç bir ilacı da kabul etmiyordu [önce ona saygı duydum, vermedim istemediği doğal ilaçları ama sonunda baktım daha da kötüye gidiyor, okulumuzun psikoloğuna da sordum konu hastalık olunca zorlayarak içirmede bir sorun yok dedi]. Birçok arkadaşı, dostu aradım. Onlar da sağolsunlar bildiklerini paylaştılar. Bunlardan bazıları:

  • Burnu açık tutun! Hastalıklarla mücadelede en önemli adım burnu açık tutmak. Burnu kaybederseniz tüm kaleyi kaybedersiniz. Defalarca denedim ve blogda da yazdım burun açmanın en etkili yöntemi hakiki biberiye yağı (Mecitefendi güvendiğim ve benim kullandığım bir marka). Yastığa ya da yakaya damlatabilirsiniz. Yağlar ve etkileri üzerine yapılmış yeterince araştırma yok ama ben kulak çubuğuna bir damla biberi yağı damlatıp, burnun içine sokup, burnu acıtmadan içerdeki bir yere dokunup çubuğu çıkarıyorum. Biberiye antimikrobiyal, antibakteriyaldir. Bu o kadar etkili bir yöntem ki Delfina biberiyenin burun açmadaki başarısını bildiği için artık kendi yapıyor bu işlemi. Dediğim gibi biberiye yağı üzerine yapılmış bir araştırma görmedim henüz ama hastalık çekip antibiyotik kullanmaktansa biberiye yağı kullanmayı tercih ediyorum. 
  • Deniz kadayıfı: Aktarlarda satılan bir tür yosun, sütü kaynatıp içine bir bilye büyüklüğünde kadayıfı atıyorsunuz ve ocağın altını kapıyorsunuz. Demleniyor içiriyorsunuz.Deniz kadayıfını kullanmadan önce yıkamayın çünkü yıkamak şifa özelliğini yok ediyor.
  • Itır: Yine aynı şekilde sütü kaynatıp bir yaprak ıtırı içine atıp, demliyorsunuz. Ben bal da ekleyerek içirdim ikisini de. Itırı kendi kendime araştırma yaparken buldum. Küçükken en çok sevdiğim çiçeklerden birinin adının sardunya olduğunu öğrendim. Çünkü UMCA diye sardunyadan yapılmış bir ilaç varmış. Sonra ıtır bitkisinin [ki bence her evde saksıda olmalı, annem sütlü tatlı yapacağı zaman süt kaynadıktan sonra mutlaka bir yaprak içine atar. Çünkü harika bir rayiha ve tat veriyor] öksürüğe iyi geldiğini keşfettim. Ve böyle bir karışım yaptım. İşe yaradığını düşünüyorum.
  • Keçiboynuzu suyu: Düdüklüde 20 dakika boyunca kaynattığım 3 adet keçiboynuzunun suyunu yukarıdaki iki sütlü karışıma karıştırarak içirdim. Çünkü süt mukozayı arttırıyor [yani öksürüğü], keçi boynuzuysa mukozayı inceltiyor. Bunu yarım bardaktan fazla da vermemek lazım gün içinde. Çünkü keçiboynuzunun aşırı tüketimi burunda da kurumaya neden oluyor. Aklınızda bulunsun eğer burun çok kuruysa tuzsuz tereyağından tırnağınızla alıp burnun içine koymak eski bir Anadolu yöntemi. Böylece burun içi çok güzel nemlenmiş oluyor.
  • Harnup/keçiboynuzu pekmezi: Yukarıda anlatıldığı üzere keçiboynuzu mukozayı inceltiyor.
  • Bal: Ayrıca göğsüne yatarken bal sürdüm. Sabaha kadar balı vücut çekmiş oluyor.
  • Kekik/nane yağı: Ayaklarının altına kekik [bir damla hakiki kekik yağı 1 tatlı kaşığı zeytinyağının içinde seyreltilerek sürülür] ve nane yağı sürdüm. Ayrıca evin içinde mikropların ve hastalığın kırılması için yarım litre sıcak suyun içine kekik yağı damlatmak iyi geliyor. Arada bir kekik yerine biberiye yağı da kullanılabilir. Bir de bu metodun benzeri soğanı ikiye bölerek hastanın olduğu odada gece boyu bırakarak da yapılıyor.
  • Zencefil/bal/zerdeçal karışımı: Taze zencefil+bir dilim limon+üstü başar bal+ 1-2 çay kaşığı zerdeçal karıştırılıp, ağzı kapaklı bir cam kasenin içinde durmalı ve her gün hasta olun olmayın bu karışımdan bir tatlı kaşığı yenilmeli. Ben zerdeçali yemeklere katıyorum ayrıca ama öğrendim ki zerdeçalin pişmemesi gerekiyormuş. Yani kullanacaksanız bile yemeğin altını kapattıktan sonra içine atmalısınız. Zerdeçal bünyeyi kuvvetlendirmek için Hint mutfağının vazgeçilmezlerinden.
  • Soğan suyu tarifi: Lega Bebe'nin yazarı sevgili Gamze de şöyle bir tarif verdi: 1 soğan sekize bölünür, 3-5 dış sarımsak ve iki su bardağı kaynar su bir cam kavanozun içine atılır, ağzı kapanır. İçilebilecek sıcaklığa gelindiğinde bir limonun suyu+bal eklenerek sabah akşam bir çay bardağı içilir. Bu karışım genel bakteriye karşı savaşmada iyi olan bir tarif. Ben de bu hafta bol bol içtim. Çünkü Delfina'nın anaokulunda Delfina'yla daha çok olabilme ama aynı zamanda onun sosyalleşebilmesi için ingilizce derslerine giriyorum ve benim de hastalıklarla hasta olmadan mücadele etmem gerekiyor.
  • Ananas: Hiç aklıma gelmezdi ananasın öksürüğe iyi geleceği. İlginç bir şekilde çok işe yarıyor. Ananas tarif 1: Kendim içeceksem bir kalın dilim ananas, 2cm kalınlığında taze zencefil, yarım limon suyu, biraz su blenderdan geçirilip, balla tahta kaşık yardımıyla tatlandırılır. Bazen Delfina'yı zencefilli karışımları içmeye ikna edemiyorum. O zaman sadece ananası veriyorum eline yiyor. Ananas tarif 2: Ananasın kabuklarını atmayın. Ananasın kabuklarını 3 bardak su bardağı kaynar su + 1 büyük kabuk tarçın + 1 çay kaşığı karanfille bir taşım kaynatın, demleyin ve çay şeklinde tüketin. Bu iki tarifi çok ağır öksürüyorken denedim ve balgamlı öksürükten kurtuldum. 
  • Ayrıca arı poleni, propolis, arı sütünü eksik etmedim yediklerinden. Metabolizmayı güçlü tutmak gerekiyor. Ben organik olanlarını tercih ediyorum.
  • Temiz hava: Ev bol bol havalandırılmalı, çocuk bol bol temiz hava için dışarı çıkarılmalı.
  • Taze meyve ve sebzelerin suyu sıkılıp verilmeli.
  • Süt, et gibi mukozayı arttırıcı yiyeceklerden kaçınılmalı. Tabi bunun aksini iddia eden araştırmalar da var ama ben gözümün gördüğüne inanıyorum. Ne zaman Delfina süt içtiyse öksürük arttı.
Ateşi çıktığında hiç bir şekilde müdahale etmedim. İlaç vermedim, hastalıkla savaşarak vücudunun hastalıklara karşı kuvvetlenmesine izin verdim. Ki önce alt solunum yolu enfeksiyonu geçirdi, bir hafta sonra boğaz enfeksiyonu ve sonunda ağrı kulağına vurdu ve ağlamaya başladı. Doğal Anneyim sevgili Başak'ın yöntemiyle soğanı rendeledim, üç damla soğan suyunu ısıtılmış tatlı kaşığıyla ağrıyan kulaktan damlattım. Sonuç inanılmazdı. Ağlayan çocuk, bu işlemden sonra 2-3 saatlik bir uykuya daldı ki günlerdir adamakıllı uyuyamıyordu.
Tüm bu yöntemler uygulanırken en önemli noktalardan biri burnun açık kalması ki daha önce bu konuyla ilgili çok yazdığımdan burda bahsetmeyeceğim.
Şifayı Verene sonsuz şükür...

Bunun haricinde aman aklınızda olsun bitkisel de olsa hazır satılan öksürük şuruplarının içinde çok fazla katkı maddesi var. Ben Prospanı iki yıl önce kullandım ama pek bir fayda da sağladığını görmedim. UMCA'yı denemedim ama yukarıda dediğim gibi onun yerine ıtırı keşfetmiş oldum.
Unutmayın, bebeğiniz hala emiyorsa, en harika çözüm sürekli emzirmek. Delfina artık bebiş ve süt kuzusu olmaktan çıktığı için bu tarz çarelere başvurmam gerekiyor maalesef...
Bunlar bu hastalık maceramızda yaptıklarım. Hala toparlanma evresinde, ama umarım tüm çocuklar kötü bir hastalık yaşamazlar, kolayca bu kış dönemini atlatırız. Bana destek olan çok fazla güzel insan var, hepsine minnettarım. Bu zor dönem boyunca arayıp soran, desteğini, tavsiyelerini eksik etmeyen herkese çok ama çok teşekkürler..
Şifayla..

No comments:

Post a Comment

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...