My photo
a utopist, a green, a free soul, a liberal, a young (well let's say 'a new' rather than 'young') mother, a rebel, a thinker, a smiler, a wonderer, a note, a butterfly, a rainbow, a nymph, a kite, a wave, a breeze from the sea, a purple soul, a chocolate-addict, a lover...

Tuesday, 19 June 2012

Sevgi paylastikca cogalir...

Delfina dogdugundan beri insanlar yollarda onu mincikliyor, opuyor, makas aliyor. Isiran bile oldu!!!! [isirma olayi cok iticiydi, ve engelleyemedigim icin kendimi cok yedim bitirdim ama...]
Hem Turk hem yabanci arkadaslarimdan niye izin veriyorsun diyen cok oldu. Benimse cevabim hep ayni: mutluluk paylastikca cogalir! Kizim hep sevgi sacsin etrafina, insanlarin gunu aydinlansin kizimin sevgisiyle...

Gerisi burda...

Monday, 18 June 2012

Tuketici haklarinin anca tehditle isledigi ulkede iki macera

Siz de bizim gibi bebek arabalariyla sorun yasadiysaniz, yasadiklarimi kisaca yaziyorum ki belki faydalanabilirsiniz.

Herkes yasadigi bolgenin kaymakamliginda bulunan tuketici haklari masasina, durumu belgeler (fisler vs) ile bilrlikte bir dilekceyle anlatirsaniz, 3 ay icerisinde hakem heyeti konuyu bir karara bagliyor. Ve siz firmadan paranizi geri alabiliyorsunuz. Bakiniz
http://www.kadikoy.gov.tr/default_B0.aspx?content=97

Bizim biri Chicco Caddy, digeri mamas and papas olmak uzere iki bebek arabamiz var. 
Vak'a 1: Chicco'yu alir almaz kemer kismindaki toka kirilmisti ve tentesi kutudan sorunlu cikmisti. Bunun ustune en arkadaki aliminyum parcasi da kirilinca da garanti kapsaminda servise yolladim. Servis 30TL kirilan aliminyum parca icin, 10TL de kemer kismi icin istedi arti kargo parasi da size ait dedi. Ben sadece 30TL kirilan aliminyum icin para odeyip, kemer kismini istemedigimi ama kesinlikle fatura istedigimi soyledim. Faturayi ne icin istedigim acikti, tuketici haklarina basvurmak icin. Tente kismini da ellerinde ayni renk olmadigi icin baska renkle degistireceklerini soylediler.
Koli geldi. Kargo parasi Chicco tarafindan odenmis [17.50TL]. Arkadaki aliminyum parca yapilmis, bebek arabasinin tum kumasi, kemer yeri, tentesi yenilenmis. Odemedigim halde kemer kismi bile yeniden yapilmis. Isin acikcasi cok sasirdim. Hatta yeni araba mi yolladilar bile dedim, ama tekerleklerin kullanilmis oldugunu gorunce, sadece kumasi yenilediklerini anladim. 
Guncelleme: Bu sefer de Caddy'nin bebek arabasini ayakta tutan aliminyum bir parcasi Ispanya'da gezerken kirildi ve yollarda kaldik diyebilirim. Otelden uzun bir parca ip verdiler ve kirilan parcayi sarip oyle kullanmak zorunda kaldik. Ama arada bir sardigimiz ipi tekrar duzeltmemiz gerekti. Tekrar servise yollayacagim, bakalim ne olacak. Ki ben diger anneler gibi ustune birsuru canta vs. asmiyorum. Cunku biliyorum ki Caddy her an kirilabilir. Ya bana gelen bebek arabasinin uretiminde sorun var, ya da anlamiyorum nerde hata yapiyorum. Ama bu iste bir sorun var.

Vak'a 2: Mamas and papas, ingiltere'nin en iyi bebek markasidir bence. Turkiye'de bulunca da ustune atlamistim, hem de ingiltere'dekiyle ayni fiyata aldim. Garanti suresi iki yil, ve garanti belgesinde her parcanin, isciligin garanti kapsaminda oldugu acikca yaziyor. Gel gelelim, ister Turkiye'nin yollarini suclayin, isterseniz tekerleklerin kalitesizligini dakika 1 gol 1, alir almaz tekerleklerin ustundeki lastik parcalaniyor, zedeleniyor. Servis once tekerleklerin garanti kapsaminda olmadigini soyledi ve 200TL odemem gerektigini soyledi. Servise bizzat kendim gittim ve garanti belgesinde acikca yazan iki maddeyi soyledim. Ayrica zaten bebek arabasini kullanir kullanmaz bu durumla karsilastigim icin aramistim servisi 1.5 yil once ve durumdan haberdar etmistim ama Bostanci'ya gidememistim bir turlu [ki kendileri de once aa ilk defa gorduk boyle bir seyi dediler sonra da gecen hafta Ankara'dan bir bayanin ayni sorun yasadigi icin aradigini soylediler]. Bir de internet ortaminda aktif bir anne oldugumu soyleyince, tum tekerlekleri ucretsiz degistirdiler, arabanin bakimini cok guzel bir sekilde yaptilar [ki boyle de olmaliydi]. Yalniz tekelerleklerini degistirmenin bir gun alacagini soylediler ve ben arabayi serviste birakip, Delfi'yi kucakta ve takside eve goturmek zorunda kaldim. Bunun ustune eve gelir gelmez 2  saat icinde beni arayip, araba hazir dediler. Niye Turk insanimiz hayati hem kendileri hem baskalari icin kolaylastirmak varken, zorlastiriyorlar bilmiyorum. Halbu ki o kadar yalvarmistim ki, nolur hemen yapin biz burda bir yerlerde bekleyelim. Bu sicaklarda tekrar bu yollari gelmeyelim kizimla, hem nasil tasiyacagiz simdi onu bebek arabasiz diye.. Ama gel gelelim durum boyle... Yine de sunu soyleyeyim Sersa Ithalat'ta [yani teknik servis ki bu teknik servis Maclaren gibi diger markalarin da teknik servisi] tamiri yapan usta elinden geleni yapiyor. Ama lastiklerde is yok, servisten ciktik, biraz dolandik bir baktim lastik yine asinmis!!!]

Guncelleme: Sersa Ithalat gercekten klasik bir Turk servisi. Tamirini yaptiklari urunlerin firmalari musteri iliskilerine onem vermelerine ragmen, Sersa bunu onemsemiyor olsa gerek.    Dun aradim mamas and papas bebek arabamin arabayi itme barindaki asinma hakkinda -gunesin etkisiyle- ama hic bir sekilde yardimci olmadilar. Bebek arabasinda sorun yok, sadece deri gorunumlu itme barinda kullandiklari adi maddede sorun var ama teknik servis kendine pay cikartabilmek adina tum cubugun degismesi gerektigini ve bunun icinde 120TL talep ettigini soyledi. Yardimci olmamak ve senden para almak icin ellerinden geleni yapiyorlar yani.

Bu basima gelenlerden cikarilacak birkac ders var:

  • Turkiye'de tuketici haklari cok kotu bir durumda. Durumu iyilestirmek icin orgutlenip, bir seyler yapmaliyiz.
  • Megersem,  illa ki bir dis gostermek, ugrasmak, hatta tuketici haklarina giderim diye tehdit etmek gerekiyor [hos bu bazen ise yaramiyor!]
  • Benden tavsiye: aman ha pahali bebek arabalari almayin. Degmez! Ucuza, ama saglikli birseyler alin, gitsin, arkaya tam yatabilsin, ve bebek cantasini koymak icin bir yer olsun. Hem ucuz olanlar daha uzun sure bile dayaniyor. Calinsa da kirilsa da uzulmezsiniz. Zaten cocuklar cok cabuk buyuyorlar..
Bunlar benim yasadiklarim, belki benzeri durumda olan annelere de yol gosterici olur..
Sevgiler


Gerisi burda...

Wednesday, 13 June 2012

Annelik ve Kadin dogasi

Delfina bugun itibariyle 18 ay, 3 haftalik.
Ben her zaman her isin kendi dogasi olduguna inanmisimdir, hersey vakti geldiginde olur ya da olmaz...
Kalben inandigim ikinci sey ise niyetlerimiz ve sozlerimiz bu evrende tilsimli. Cok gucluler.
Iki-uc gun once Delfina'ya artik sutumuzun yavasca azalacagini, ve onumuzdeki 5 ay icinde de tamamen bitecegini soyledim. Ve dun birden goguslerimin eski boyutuna geri geldigini farkettim ve 18 ay 3 haftadir bekledigim bir sey oldu ve benim hormonlarim, vucudum eski haline dondu. Icim burkuldu once, sanki o anneligin getirdigi ozel bag elimden alindi gibi geldi, mahzunlastim..
Sonra ablamla bu konuyu konusurken ablam dedi ki:
"Dunyaya gelmesini sagladigin bebegin, ayaklarinin uzerinde durabilecegi gucu vermek en buyuk amacti. Bundan sonraki tek gururun onun kendi ayaklari uzerinde durabildigi anlari gorup, gurur duymak. Bundan ote baska buyuk mutluluk yok."
Emirgan, lale zamani
Dogru... Ben hep coook cok emen kizimi obsesif birsekilde 24 ay emdircegimi soyledim. Belki de 24 ay emecek ama kesinlikle sutum azaldi. Her bebegin, her isin bir dogasi var. O ihtiyaci olan yuklu emmeyi 18 ay 3 hafta bol bol surdurdu. Ama simdi hem o biraz daha farkli, hem ben. Hala emiyor, ama eski yogunlukta degil. Benim vucudum da artik birseylerin degistigini bana soyledi. 
Annelik cok ilginc bir duygu.. Hani diyorlar ya annelik kutsal diye. Kutsal cunku, cok emek harcaniyor, kendinden cok seyi feda etmeyi ogreniyorsun. Kendinden veriyorsun. Bencilligini bir tarafa birakiyorsun. 
Arada duyuyorum etrafin 'aaaaa bu kiz benim kizim olsun, eve gotureyim' dediklerini', tabi bulmuslar boyle tatli ve guzel kizi, herkes ister! :) Ben de diyorum 'hayir ben kizimi veremem, ben neler cektim o bu hale gelsin diye, biliyor musunuz siz?' diyorum. :) Ben bu olayin farkli versiyonunu soyle yasadim: okul yillarimda hep basariliydim, ayni zamanda sosyaldim, sanatin farkli dallariyla hep ilgilendim ve birseyler yaptim. Ve o gelisme yillarimda cok kisiden duydum 'bak artik ben senin de bir annenim, sen benim kizimsin' gibilerinden laflari. Evet iyi kisilerdi bunlari diyenler, bana annelik yapmak isteyen. Ama kimse kusura bakmasin, anne olmak o kadar kolay degil. 'Ben senin annenim artik' demekle anne olunmuyor. Eger ben sorunlu bir genc olsaydim, hic kimse bana bunu demeyecekti belki. Dönüp dolastim ve hep kendi annemi buldum. Cunku dogum aninda [ve tabii ki oncesinde ve sonrasinda] kurulan o bağ, kopabilecek bir bağ degil...
Evet su an Delfi kendi ayaklarinin ustunde duruyor, bana dusen artik ona destek olmak, ve onun donup dolasip yine bana gelecegi bir liman olmak..
Gerisi burda...

Thursday, 7 June 2012

Annece kendi kendine dusunmeler...

Kizim hizla buyuyor... Hatta hala bebek dememe ragmen sanirim artik Delfi  bir cocuk olma yolunda, hatta bir cocuk... Parmaklari artik bir bebegin parmaklari gibi degil, daha buyuk, daha herseyi nasil kavrayacagini bilen parmaklar..

Ilk dogdugunda gozleri babasinin goz renginin aynisinin tipkisiydi. Sonralari daha acik mavi oldu. Simdiyse tam 18 ayini doldurduktan sonra mavisinin ortasinda benimki gibi baska acik bir renk belirdi :)
Nasil bir seydir varolmak, ya da yaratilis, her gun cocugun simasi, sekli evriliyor cevriliyor.. Sanki bir heykeltrasin gizli sakli elleri surekli Delfi'nin yuzunde, boyunda caktirmadan rutuslar yapiyor; fikrini degistirip ona  farkli renkler, sekiller katiyor...

Herseyi anlayan, benim tatli kizim...
Daha konusmuyoruz, vaktimiz var sanirim... Kolay degil iki dildeki farkli sesleri takip etmek tabi...
Konussa sanki hayat daha kolaylasacakmis gibime geliyor.. Ama kim bilir hic susmadan konusan bir kiz olursa, yandim ki ne yandim :)

Iki hafta oldu hayatindaki ilk evi degistireli. Yeni cevre, yeni arkadaslar, yeni ev, yeni isik, yeni duvarlar, yeni boyut... Tasinirken bence uslu sayilabilecek bir bebekti ama kesinlikle yeni evi yadirgadi.. Bugun daha yerlesik bir duzene gecmenin getirdigi bir sey sanirim, ilk kez bugun evin icinde eskisi gibi bircok oyunlar oynadik, ve artik bu evin evimiz olmaya basladigini hissettim ben de... Hatiralarin yaratildigi, mutlu anlarin kazanildigi, hafiza denilen tunele islenen anlarin meydana geldigi ev sanki daha cok 'ev' :)

Soruyorum Delfi'ye, 'parka gidelim mi?' kafa salliyor, evet anlaminda. 'Arkadaslarin var mi parkta?' kafa salliyor . Parka gidiyoruz, cekingen, urkek, ne yapacagini, nasil diyolaga girecegini bilmeyen. Zaman icinde insanlarla nasil iletisime gececeginin yollarini bulacak. Parktaki diger annelere bakiyorum, kimisi hala buyuyememis bir kiz cocugu adeta.. Sanirim bu yaslardaki kisilik olusumu cok onemli. Agac gercekten de erken egilip, o sekilde kaliyor...

Delfi de yolunu bulacak.. Insanlarla iletisime gececek.  Kizim hizla buyuyor...
Gerisi burda...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...