Turkiye'de olmaktan cok mutluyum. Istanbul'u kizimla gezmekten cok mutluyum. Turk insanin yardimseverligi harika! Bir de surekli herkesin baskalarina ogut verme istegi olmasa. Esasinda bu durumu cok guzel atlatabiliyorum, yorgun ve ac oldugum durumlar haricinde. Herkes bebegime bakip durmaksizin ogut veriyor. Esasinda bunu illa ki de kotu bir sey olarak algilamiyorum. Mesela Ingiltere'de, Yeni Zelanda'da 'ebelik' sistemi var. Duyduguma gore Saglik Bakanligi da su an bu sistemi Turkiye'ye getirmeye calisiyormus. Ebelik sisteminde, anneye/anne adayina ogutte bulunan ebe, baskalari degil. Yani bilen, bu konuyu calismis, bu konu hakkinda tecrube sahibi olan biri. O yuzden midir yoksa zaten bu tarz Britanya ulkelerinde oldukca sik gorunen 'kendi kendine yetebilme' durumundan midir bilinmez, insanlar yolda gordukleri herhangi birine bebegi ya da baska bir konu hakkinda tavsiyede bulunmaz, 'akil' vermez. Dun cok actim, Mecidiyekoy'un bebek arabasina dusman kaldirimlari ustunde Delfina'yi sarsmadan varolma mucadelesi veriyordum, ve tepemizdeki gunes ve bunaltici hava da buna pek yardim etmiyorken, kadinin biri once Delfi'ye 'MasAllah' dedi. Ben gulumsedim, sonra kadin da 'ama lutfen ona corap giydirin' dedi, ben de dumur olmus bir sekilde 'neden?' dedim. Bayan da 'o daha cok kucuk, usur' dedi. Bir ic cekip yoluma devam ettim. Ama bir yandan da kendi kendime soylenmeye basladim. Halbuki 'sokaktaki insan', Akcay-Duff ailesinde surekli bir tartisma yasandigini bilmiyor! Damien ormanin ortasinda, dogayla butunlesmis olarak buyumus. Orman derken, onlar buna 'bush' yani calilik diyor, ama bildigin balta gitmemis orman! Yeni Zelanda zaten dogalligini tamamen korumus bir ulke ve insanlar sokaklarda, birak terlik, corap giymeyi, ciplak ayakla geziyorlar. Delfina'nin babanesi de olabildigince ozgur ruhlu bir kadin ve daimi olarak ciplak ayakla geziyor. Mart ayinda Istanbul'a geldiginde, biz uzerimize palto giyerken, o ciplak ayakla gezmedi ama sandaletle gezdi :) E zaten benim kizimin vucut ozellikleri, benimkine benzemiyor :( Evde de surekli soyle bir sorun yasiyoruz: daha Haziran ayindayiz, ve Damien surekli ' ah cok sicak' deyip, surekli tum pencereleri acip, ceyran olusturuyor ev icinde ve ben ne zaman 'evde ceyran var, hasta olucam' dedigimde bana suphe dolu bakislar atiyor ve ceyranin insani hasta edebilecegine hicbir sekilde inanmiyor. Iki haftadir, boynum ve belim tutuk. Belim Delfina'yi tasimaktan, boynumsa evdeki ceyran olayindan. Ben de gecen gun erken bir 'Babalar gunu' hediyesi olarak vantilator aldim ona. Bu sefer de dogal ruzgar varken, niye dunyanin kaynaklarini gereksiz yere elektrik kullanarak harciyoruz diyerek vantilatoru kullanmadi :( Evet hakli, dogal bir sekilde serinlemek varken, niye vantilotor kullanalim ki? Ama hasta olarak yasamak istemiyorum! Ben yazin bile usuyup ceketle dolasabilen biriyim! Umarim Damien asla Paul Simon'in sarkida dedigini yapmaz:
"I like to sleep with the window open
And you keep the window closed
So goodbye, goodbye, goodbye"
Bir soru : Bu sicakta, cocuk terlerken, ayaklari sicacikken, Turk halki acaba bana ona corap giydirmemi sadece ogutte bulunmak icin mi ogutte bulunmustur?
Yollarda, duraklarda, otobuste, asansorde: yani benim kisa sureli bekleme yaptigim her yerde (hatta yururken bile!) bebegimle ilgili surekli bana ogutte ya da yorumda bulunuluyor. Sadece bir kez Emirgan'da Sutis'te oturuyordum (evet her zamanki gibi frambuazli brownimi yiyip balli sicak sutumu iciyordum), yan masadaki yasli bir cift dedi: 'kizim, belli
cok itinali guzel bir sekilde yetistiriyorsun bebegini, emeginin hakki odenmez' :)
Acaba diyorum neden hep elestiren, sorgulayan insanlar yetistiriyor bu toplum. Bizi toplum neden rahat birakmiyor?
Neyse olayin ozu sudur: Bana Turk usulu kaynanalik yapacak bir kaynanam yok, ama Turkiye nufusu kadar kaynanam var :(
Not: Bu yazi esasinda gecen ay yazildi, ama sicaklardan midir yogunluktan midir anca yayinlanabildi.
Yollarda, duraklarda, otobuste, asansorde: yani benim kisa sureli bekleme yaptigim her yerde (hatta yururken bile!) bebegimle ilgili surekli bana ogutte ya da yorumda bulunuluyor. Sadece bir kez Emirgan'da Sutis'te oturuyordum (evet her zamanki gibi frambuazli brownimi yiyip balli sicak sutumu iciyordum), yan masadaki yasli bir cift dedi: 'kizim, belli
cok itinali guzel bir sekilde yetistiriyorsun bebegini, emeginin hakki odenmez' :)
Acaba diyorum neden hep elestiren, sorgulayan insanlar yetistiriyor bu toplum. Bizi toplum neden rahat birakmiyor?
Neyse olayin ozu sudur: Bana Turk usulu kaynanalik yapacak bir kaynanam yok, ama Turkiye nufusu kadar kaynanam var :(
Not: Bu yazi esasinda gecen ay yazildi, ama sicaklardan midir yogunluktan midir anca yayinlanabildi.