My photo
a utopist, a green, a free soul, a liberal, a young (well let's say 'a new' rather than 'young') mother, a rebel, a thinker, a smiler, a wonderer, a note, a butterfly, a rainbow, a nymph, a kite, a wave, a breeze from the sea, a purple soul, a chocolate-addict, a lover...

Friday, 1 July 2011

Mehteran, Topkapi Sarayi ve Mudurluk muessesesi uzerine


Delfinam Topkapi Sarayi'nda ilk kez Mehteran  dinlerken. Yerim ben o gobegi :)


"Has Dur!
Ya Allah!"
Mehterani dinlerken dedim ay ne guzel, artik ben de Delfina'yi bu komutlarla mi emdirsem :)
Iki gun once Avustralyali arkadaslarimiz Charles ve Katrina bizi ziyarete geldi! Dun hepbirlikte Topkapi Sarayi'na gittik ve guzel bir gun gecirdik. Geziyle ilgili beni Topkapi Sarayi'nin mudurlugune goturten ve mudur yardimcisiyla gorusturen tek bir tatsiz olay oldu, o da suydu: Topkapi Sarayi'nin odalarina bebek arabasini sokamiyorsun! Niye? Cunku cok kalabalik oluyormus (!!!!), en sakin gununde bile 4000 kisi muzeyi ziyaret ediyormus (sanki hepsi ayni anda ayni odaya girmeye calisiyor), bebek arabalari insanlarin ayaklarina takiliyormus!!! 
Walla biz gezerken, odalar oyle cok kalabalik falan degildi, cok rahat gezebilirdik ama izin verilmedik!
Bebekli anneysen, muze gezmek senin neyine zaten, kir dizini otur evinde, e en fazla git bahcede otur, cocuk hava alsin!!!
Derin bir nefes.
En azindan her odaya her seferinde 1 ya da 2 bebek arabasi olmak uzere iceri girmeye bence pekala izin verebilirler. Diyorlar ki bebek arabasini disarda birakip, cocugumu kucagima alip gezebilirmisim. Iyi de benim belim sakat ve bebegim agir bir bebek. Nasil tasiyabilirim onu kucagimda? Ben Turkiye'deki muduriyetleri anlamiyorum. Bana sorarsaniz, mudurler cozum bulan insanlar olabilmeli. Hanimefendi, kurallar boyle demenin otesine gecebilmeliler. Aksi halde 'mudur' olarak aldiklari maasi haketmiyorlar bence. Mudurler farkli durumlarda cozum bulabilen insanlar olmalilar ki bu yuzden onlara 'mudur' diyoruz bence. Nitekim sevgili arkadasim Pelin'in Delfina'ya ZARA'dan getirdigi elbise Delfi'nin olculerine uymayinca, ZARA'ya gidip elbiseyi baska bir elbiseyle degistirdim. Ama hediye ceki 50TL'lik, benim sectigim elbise 49TL'lik olmasina ragmen dediler ki baska bir sey daha satin almak zorundasiniz, bu bir TL'yi kapatmak icin, islem yapamiyoruz. Ben de olur mu oyle sacmalik cagirin mudurunuzu dedim. Mudur sadece kasiyer kizin dediklerini tekrarladi. Nasil bir 'mudurluk' yapmaktir bu bilemiyorum! Cozum bulamayan mudure ben mudur demem. Neyse, 60TL'lik baska bir elbise secerek ve 10TL daha odeyerek ZARA'nin gonlunu yaptim, onlarin musteri memnuniyeti acisindan sinifta kalma pahasina.
Neyse, yine de guzel bir gundu. Ve ileride de Delfina'mi Topkapi Sarayi'nin bahcesine goturmeyi planliyorum, bir de Arkeoloji Muzesine. 
Bu arada cok sayida Arap turist vardi sarayda. Birden etrafa onlarin gozuyle bakmak istedim. Ne de olsa hepbirlikte Turkler ve Araplar Osmanli imparatorlugu icinde yasamislar. Simdi biz Turk torunlar yasadigimiz sehir icindeki Osmanlica ya da Arapca yazilmis levhalari okuyup anlayamiyoruz. Arap torunlar da su an ziyaret ettikleri ve bir zamanlar yonetildikleri ulkenin dilini anlamiyorlar ama eski levhalardan/eserlerden Arapca olanini okuyup anlayabilip, Osmalica olanlarini okuyorlar ama anlamini anlayamiyorlar. Tabi kafamda daha da derin analizler devam etti sarayin bahcelerinde. 
Daha sonra Asli Borek'te limonatalarimizi icip serinledikten sonra, vapura binip Ortakoy'e gelmek harika oldu..
Topkapi Sarayi'ndan manzara
Charles ve Katrina'yla birlikte
Shhh Delfi arabasinda uyuyor

2 comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...