Aralık 2012'ydi Emziren Anneler'den bir anne, grupta Üsküdar'da varolan bir çocuk kütüphanesinden bahsetmişti. Ben de heyecanlanıp, 'neden bu tarz yerler Türkiye'de yok, yurtdışında ailelerin çocuklarıyla gidip ücretsiz olarak vakit geçirip, sosyalleşebilecekleri yerler var. Biz de birlik olursak, böyle yerlerin oluşmasını sağlayabiliriz' demiştim. Çok net hatırlıyorum, bir kişi hariç herkes 'burası Türkiye, burda böyle şeyler olmaz' dedi. Bir imza kampanyasıyla yola çıktık. Yine Emziren Anneler'den sevgili Dalya Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ten bizim için randevu aldı. Gidip projemizi sunduk, sayın başkan da 'projeye tam destek' verdiğini söyledi. Bu, suya atılan ilk taştı. Ondan sonra sürekli olarak proje için çalıştım. Her sabah 5'te kalktım, Delfina'nın uyuduğu tüm zamanlarda proje için gece-gündüz demeden çalıştım. Boş vakitlerimizde varolan kütüphanelere gittik. Kütüphane müdürleri, belediye başkanları, Milli Eğitim müdürleri, okul müdürleri, kaymakamlar, bakanlıklar, belediyeler gidip projeyi sunduğumuz yerler... Toplantılara Delfina'mla gittim, yanımızda diğer anne ve çocuklarla. Önümüze hep bürokratik engeller çıkıyordu, o yüzden eğer bize bir mekan vermezlerse; parklar-pazarlar ne güne duruyor dedik ve organik pazarlarda, parklarda 'kitap çemberleri' oluşturmaya başladık. Pazardaki soğan, havuç kuklamız oldu; parklarda İngilizce-Türkçe kitap okumaları yaptık, deneyler yaptık, geri dönüşüm materyallerinden oyuncaklar yaptık. Geçen yaz İBB projeye bir gezici kütüphane tahsis etti derken geçen sonbahar imza kampanyalarının hızını arttırdık. İmzalar 10,000'i aştı. Yağmurlu bir gün, yağmur çamur demeden gittik Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'e bize bir yıl önce vermiş olduğu sözü hatırlattık, imzaları beyaz bir ayakkabı kutusunun içinde teslim ettik. Başkan makam kapısını açtığında biz kapısının önünde sevgili Şule Şenol'la birlikte ahşap topaç çeviriyorduk :) Başkan, 'bugün yer bulun, haftaya açayım' dedi. Biz toplantıdan ayrıldıktan sonra, nerede bulacağız uygun mekanı diye içimiz pırpır etti. Birkaç gün sonra güzel haber geldi. Başkan bize Kadıköy'ün ve İstanbul'un en güzel parklarından Özgürlük Park'ında [ismi gibi güzel] yer tahsis etmişti. 80 metrekarelik prefabrik yapı parka getirildikten 3 hafta gibi kısa bir süre içinde kütüphanenin mobilyalarını, oyuncakları, rafları, rafların içine gelecek kitapları tek tek seçtik, alımlar yapıldı ve 19 Mart 2014 Türkiye'nin ve Kadıköy'ün ilk İnteraktif Çocuk Kütüphanesi'nin açıldığı tarih oldu. Kurdelayı Başkan, Delfina'yla kesmeden önce, beni de yanına çağırdı ve açılışı üçümüz birlikte yaptık.
Gururlanıyor muyum? Hayır! İçimde bir hayalin gerçekleşmesinin getirdiği, insanlara faydalı olmanın getirdiği tarifsiz mutluluk ama gurur değil. Benim kafamdaki daha yapılacak ne kadar çok işin olduğu. Okul öncesi eğitimde ciddi bir boşluk var ülkemizde. 'Çocuk kütüphaneleri' adı altında, benim hayal ettiğim Kitap Okuyan Çocuklar Projesi sadece kitapların olduğu bir kütüphaneden ibaret değil. Bu kütüphane, bir interaktif öğrenme merkezi. Sadece çocukların da değil; ailelerin öğrendiği bir merkez. Sorular geliyor, 'biz çocuklarımızı buraya bırakıp gidemez miyiz' diye. Hayır efendim, çocukların size ihtiyacı var. Güzel ve kaliteli vakitler ailenin varlığıyla oluyor, birilerin çocuklarınızı eğlendirmesiyle değil. Bu kütüphanede aileler çocuklarıyla nasıl vakit geçirmeleri gerektiğini öğrensinler; çocuk gelişimi, psikolojisi üzerine kendilerini geliştirsinler. Aileler kendilerini çocukları için geliştirsinler ki torunları olduğunda torunlarının yaratıcı bir şekilde gelişmelerini sağlayacak tüm bilgileri olsun; böylece kuşaklar boyu aileler çocuklarını keşfeden, merak eden, öğrenmekten keyif alan, yaptığı işten keyif alan bireyler olarak yetiştirsinler ve işte o zaman umut dolu günler tüm ülkeyi sarsın.. Okul öncesi dönem, toprağın işlenme dönemi. Çocuğa bu dönem istediği ilgiyi 'doğru bir şekilde' vermek, gelişimine yardımcı olmak, çocuklara bırakılacak maddi mirasın çok ötesinde bir yatırım.
Geçen gün bana takılan oldu 'Esra Hanım, Delfina için ne işler açtınız başınıza' diye [kütüphaneyi kastederek]; ben de dedim ki 'sadece Delfina için değil; Delfina kütüphanedeki herşeye sahip. Bu, tüm çocukların da böyle bir dünyası olsun diye'. Gerçekten öyle.. Umut ediyorum ki aileler çocuklarlarına daha çocukları 'tohum'ken, 'filiz'ken değer verip, onlarla birlikte zaman geçirirler, onların keşfetme ve öğrenme isteklerini arttırırlar. O kadar acı ki yaptığı işi sevmeyen, yaptığı her işi söylenerek yapan 'büyük'lerin olması. O büyükler muhtemelen mutsuz, çünkü hep keşfetme duyguları bastırılmış, bir soru sorduklarında 'sen sus, küçüksün, bilmezsin' denilmiş. Örselenmiş bir çocukluktan daha kötü ne olabilir..
Anne kız Binbir emekle açılan kütüphanemizde |
Yüzleri, kalpleri, ruhları hep gülsün çocukların... Aileler çocuklarını hep öğretmene, bakıcıya, psikoloğa, doktora paslayacakları bir varlık olarak görmesinler. Onlarla vakit geçirsinler ve nasıl vakit geçirileceğini de kütüphaneye gelip öğrensinler, diğer ailelerle bilgilerini paylaşsınlar...Çocuklar, aileleriyle güvende hissederler kendilerini...Kitap Okuyan Çocuklar ülkemin her köşesinde olsunlar, hem aileler hem çocuklar için olan çocuk kütüphaneleri her mahallede olsun. Nasıl ki bundan 100 yıl önce anaokulu diye bir kavram yoktu, herkes mahallesinde büyütüyordu çocuklarını.. Diliyorum ki yakın bir süre sonra interaktif çocuk kütüphaneleri her mahallede olsun, aileler mahallesindeki diğer çocuklu aileleri tanısınlar, birlikte keşfetsinler, paylaşsınlar, öğrensinler..
Ben hayal ettim, suya bir taş attım. Dalgaların ne kadar çoğalacağı diğer ailelerin elinde..
Sen de mahallende, bir interaktif çocuk kütüphanesi istiyorsan; yerel yönetime baskı yap, konuş, anlat, diğer ailelerle örgütlen, imza kampanyası başlat. Önüne ilk çıkan engelde pes etme, ya engelin üstünden atla; ya da engelin çevresini dolaş.
Kitap Okuyan Çocuklar Projesi için neler yapabileceğini bize yaz, gönüllümüz ya da il/çe sorumlumuz ol:
iletisim@kitapokuyancocuklar.org
Kitap Okuyan Çocuklar'ın logosunda, kitabın yani ilimin-bilimin içinden çıkan bir balon görürsün; işte o umut balonu... İnsanı çok yukarılara çıkarır; kalbimini mutluluk ve yaşamla doldurur..İşte ihtiyacımız olan da bu değil mi?
Sevgi ve umutla
Teşekkür: Proje boyunca birçok yardım edenimiz, destek verenimiz oldu. Ama bir dost var ki özellikle ismen teşekkür etmek istiyorum. Bu yola ilk çıktığımda yanımda olan, benimle toplantılara gelen, çok büyük bir destek olan, uzun süre projenin Yardımcı Koordinatörlüğünü yapmış olan Aylin Kök Aydın. Aylin artık çalışmaya başladığı için projede eskisi gibi aktif çalışmıyor. Çok iyi bir yol arkadaşı Aylin, Delfina'nın kankisi Arın'la birlikte... Teşekkürler Aylin... Açılışta neden birlikte çekilmiş bir fotoğrafımız yok bilmiyorum, şaşkınlık ve yoğunluktan olsa gerek..
Umarım bundan sonra da Aylin gibi profesyonel gönüllü arkadaşlar yanımızda olur, birlikte nice güzel işe imza atarız..
Teşekkür: Proje boyunca birçok yardım edenimiz, destek verenimiz oldu. Ama bir dost var ki özellikle ismen teşekkür etmek istiyorum. Bu yola ilk çıktığımda yanımda olan, benimle toplantılara gelen, çok büyük bir destek olan, uzun süre projenin Yardımcı Koordinatörlüğünü yapmış olan Aylin Kök Aydın. Aylin artık çalışmaya başladığı için projede eskisi gibi aktif çalışmıyor. Çok iyi bir yol arkadaşı Aylin, Delfina'nın kankisi Arın'la birlikte... Teşekkürler Aylin... Açılışta neden birlikte çekilmiş bir fotoğrafımız yok bilmiyorum, şaşkınlık ve yoğunluktan olsa gerek..
Umarım bundan sonra da Aylin gibi profesyonel gönüllü arkadaşlar yanımızda olur, birlikte nice güzel işe imza atarız..