Güneş kremlerinin; hormonları nasıl etkilediklerini ve farklı markalar hakkında kıyamet gibi bilgi bulabilirsiniz farklı bloglarda ve internet sitelerinde. Ben de her anne gibi çocuğu için en iyisini araştıran bir anne olarak güneşten korunma konusunda okumaya ve çevremle konuşmaya başladım. Okudukça okudum. Ve yabancı bir markaya sadece 100ml için dolar üzerinden birsürü para bayılmaktansa, kremi kendim yapmaya karar verdim :)
Tarifimi paylaşmadan önce güneşle ve güneşlenmeyle ilgili bakış açımı sunmak isterim.
Güneş evet birçok açıdan mucizevi bir kaynak olsa da unutmamak gerekir ki güneşin ciddi yaşlandırıcı bir etkisi var ve Yeni Zelanda gibi ozon tabakasının ince olduğu ülkelerde cilt kanseri vakaları fazla. Diğer bir açıdan güneş kremleri hep yegane koruyucu gibi lanse ediliyor. Niye? Çünkü ardında kocaman ve pahalı bir endüstri var. Güneş kremlerinin içindekiler kısmına bir bakın, kaç kelimeyi anlayabiliyorsunuz bir düşünün. İçeriğini anlayamadığımız ürünleri ve vücudumuza olan etkilerini bilmeden maalesef ki alıp herşeyi emen cildimize düşünmeden sürebiliyoruz. Peki çocuklarımız?
Kızımla olan yolculuğumuz bana hayattaki herşeyi yeniden ve yeniden sorgulattı/sorgulatıyor. Bundan dört yıl önce birisi dese, ben güneş kremimi kendim yapıyorum diye, garip garip bakardım sanırım ama bugün oturdum tüm yaz boyunca yetecek güneş kremini kendim yaptım.
Tabi güneş kremi güneşten korunmayı tam sağlamıyor. Yıllardır şöyle bir gözlemim var: nedense gençliğinden beri bol bol güneşlenmiş yaşlı teyzeler, diğer yaşıtlarına göre çok daha buruşuk ve kırışık ciltliler. Muhtemelen gözlemim çok öznel ama nedense hep öyle gördüm. Ben ne zaman korumasız cildimi güneşe maruz bıraksam hemen cildimdeki benler çoğalır, cildim kızarır, ben küçük küçük sivilceler çıkar. Cildim güneşi maalesef çok tolere edemiyor. Evet korumasız her gün 10 dakika güneş banyosu yapmak çok yararlı, peki günün geri kalanında?
Ben giysilerle korunmaya inanıyorum. Bir uzun kollu bluz 15 derece güneş koruması sağlıyor. Bunu şapkayla destekleyerek güneş kremi kullanmadan dışarda gönül rahatlığıyla geziyorum [Yeni Zelanda hariç, çünkü güneşin, ince ozon tabakasından mütevellid ciddi yakıcı etkisi var]. Delfina plajdayken UVA korumalı mayoları var iki set, onları giyiyor ve tabii ki kafaya şapka. Güneş gözlüğünü istediğinde takıyor, onu da gözlükçüden aldık.
Özellikle 2 yasına kadarki tatillerimizde güneş ışınlarının dik geldiği 10-4 arası saatlerde plaja gitmedik. Unutmayın, tehlikeli saatlerde gölgede oturmak, güneşe maruz kalmadığınız anlamına gelmiyor. Beyaz taştan, kumdan, yerdeki fayanstan güneş ışınları yansıyıp tekrar size ve bebeğinize gelebiliyor ve zararlı olabiliyor. Dikkatli olmak lazım.
Korumasız, uzun süre ve aşırı süre olan güneşlenmeye inanmıyorum.
Kendim adıma da uzun süre güneş altında kalıp, ardından yaşlandırmayı geciktirici (!) kremler sürmeye de inanmıyorum.
Gelelim ev yapımı güneş kremimize. Güneş kremimizin ana koruyucu özellikte olan maddesi çinko oksit [zinc oxide]. Bilen bilir, İngiliz kolonisi ülkelerde cricket çok ünlü bir spor/oyundur. Cricket oyuncuları uzun süre güneş altında kaldıkları için yüzlerine kalınca bir katman çinko oksit sürerler. Çinkoyu araştırırken diş dolgularında da kullanıldığını öğrendim. Hemen dişçi olan kuzenimi aradım. O da onayladı, öyle ki dolguları doldurmadan önce çinko oksit sürüyorlarmış karanfil yağıyla birlikte, ve bu çinko oksit diş röntgeni çekildiğinde maddenin altında kalan yapıyı göstermiyormuş. Yani ışınlara karşı çok etkili, katman oluşturuyor. Öte yandan, doğada direkt bulunabilen bir madde değil, sentetik bir madde. Forumlarda susam yağının da güneş koruması için kullanıldığını öğrendim. Ama daha sonra susam yağının kılları güçlendirdiğini ve kıl oranını arttırdığını okudum. Ama evet yağlar içinde en yüksek faktör [SPF 15] koruma sağlayan yağ susam yağıymış. Yine de kıl konusuna kıl olaraktan güneş kreminde yer almamasına ve çinko bazlı bir tarif yapmak istediğime karar verdim.
Wellness Mama'dan bir tarif gördüm ve onu uygulamaya karar verdim.
Tarifimiz şöyle:
Nasıl yapılır?
Hepsi bu!
Notlar ve Püf noktaları
Bu arada siz de çocuğunuzla bu etkinliği birlikte yapmak isterseniz, bırakın çocuğunuz balmumunun dokusunu parmaklarıyla hissetsin; karite yağının kayganlığını hissetsin; ona güneşin hikayelerini anlatın karışımı karıştırırken; nasıl da güneşin bizi beslediğini, bize sonsuz yararları olduğunu ama bir taraftan da bizim güneşe karşı korunmamız gerektiğini... Hikayeler bitmez... Her iş, zevkle çocuklarla birlikte yapılabilir..
Hayatta küçük zevkler var insanı çok mutlu eden. Benim için evde güneş kremi yapmak da böyle bir şeydi.
Keyifli yazlar, istakoz gibi kızarmamalar...
Sevgiyle, keyifle, sağlıkla...
Sonradan ekleme bilgi: 2014'un başlarında Yeni Zelanda [YZ]'daydık. YZ'da ozon tabakası Kuzey Yarım Küredeki endüstrileşmenin tetiklemesiyle daha ince ve o yüzden YZ'da cildinizi güneşe karşı iyi korumalısınız yoksa vücuttaki lekeler artıyor ya da cilt kanseri olunuyor. YZ'daki Cancer Society'in hazırladığı özel güneş kremleri satılıyor, içeriğindeki en büyük etken maddeyse çinko oksit. Oradan aldığım doğa ve sağlık magazinlerinde de tavsiye edilen ana güneş koruyucu madde çinko oksit.
2018'den bir not: Beş yıllık kendi güneş kremimizi kendimiz yapmamız ve çevremdeki sevdiklerimle paylaşma macerasından sonra, 2018 itibariyle görüyorum ki tarifi açıkça paylaşmış olsam da modern zamanlarda insanların en kıymetlisi 'zaman' bulmak ya da daha doğrusu zaman bulamamak! O yüzden Delfina ve Delfina'nın kardeşi Koru'nun isimlerinin karışımı Korina doğdu. Korina aynı zamanda özgürlüğüne düşkün Ege'li Yunan bir şairin adı ve o hep görmeyi çok arzuladığım Peru'nun yerli dilinin adı. %100 doğal ve içindeki yağların %80'ini organik sertifikalı yağlardan ürettiğim, altın mühür cinsinden çinko oksit güneş kremini www.instagram.com/KorinaKrem veya www.korinakrem.com adresinden benimle iletişime geçerek edinebilirsiniz. Ben beş yıl önce bu tarifi paylaştığımda benim bildiğim kadarıyla Türkçe yazılmış bir güneş kremi tarifi yoktu, şimdiyse bol bol var. İlgimi çeken bir diğer nokta bu tarif birçok butik firma tarafından uygulanmış ve bana sorarsanız çok yüksek fiyatlara satılıyor. Ben her ekonomik seviyeden insanların organik ürünlere ulaşabilmeleri gerektiğine inanıyorum ve hatta 'el insaf!' diyorum piyasadaki organik bile olmayan el yapımı güneş kremlerinin satıldığı rakamları görünce. Bir diğer konu ise tüketicinin kandırılma sorunu. Her ne kadar krem yapmak için benim de kullandığım yağlar soğuk sıkım olsa da kremi oluşturabilmek için bu yağlar ısıl işleme maruz kalıyorlar ve soğuk sıkım olmuş olmaları birşey ifade etmiyor. Organik yağ kullanmayıp, reklamını yaparken soğuk sıkım kullandık diyen firmalara lütfen itibar etmeyin. Bu göz göre göre tüketiciyi kandırmak oluyor. Güneşli zamanlarımızın keyifle ve sağlıkla geçmesi dileğimle...
Tarifimi paylaşmadan önce güneşle ve güneşlenmeyle ilgili bakış açımı sunmak isterim.
Güneş evet birçok açıdan mucizevi bir kaynak olsa da unutmamak gerekir ki güneşin ciddi yaşlandırıcı bir etkisi var ve Yeni Zelanda gibi ozon tabakasının ince olduğu ülkelerde cilt kanseri vakaları fazla. Diğer bir açıdan güneş kremleri hep yegane koruyucu gibi lanse ediliyor. Niye? Çünkü ardında kocaman ve pahalı bir endüstri var. Güneş kremlerinin içindekiler kısmına bir bakın, kaç kelimeyi anlayabiliyorsunuz bir düşünün. İçeriğini anlayamadığımız ürünleri ve vücudumuza olan etkilerini bilmeden maalesef ki alıp herşeyi emen cildimize düşünmeden sürebiliyoruz. Peki çocuklarımız?
Kızımla olan yolculuğumuz bana hayattaki herşeyi yeniden ve yeniden sorgulattı/sorgulatıyor. Bundan dört yıl önce birisi dese, ben güneş kremimi kendim yapıyorum diye, garip garip bakardım sanırım ama bugün oturdum tüm yaz boyunca yetecek güneş kremini kendim yaptım.
Tabi güneş kremi güneşten korunmayı tam sağlamıyor. Yıllardır şöyle bir gözlemim var: nedense gençliğinden beri bol bol güneşlenmiş yaşlı teyzeler, diğer yaşıtlarına göre çok daha buruşuk ve kırışık ciltliler. Muhtemelen gözlemim çok öznel ama nedense hep öyle gördüm. Ben ne zaman korumasız cildimi güneşe maruz bıraksam hemen cildimdeki benler çoğalır, cildim kızarır, ben küçük küçük sivilceler çıkar. Cildim güneşi maalesef çok tolere edemiyor. Evet korumasız her gün 10 dakika güneş banyosu yapmak çok yararlı, peki günün geri kalanında?
Ben giysilerle korunmaya inanıyorum. Bir uzun kollu bluz 15 derece güneş koruması sağlıyor. Bunu şapkayla destekleyerek güneş kremi kullanmadan dışarda gönül rahatlığıyla geziyorum [Yeni Zelanda hariç, çünkü güneşin, ince ozon tabakasından mütevellid ciddi yakıcı etkisi var]. Delfina plajdayken UVA korumalı mayoları var iki set, onları giyiyor ve tabii ki kafaya şapka. Güneş gözlüğünü istediğinde takıyor, onu da gözlükçüden aldık.
Özellikle 2 yasına kadarki tatillerimizde güneş ışınlarının dik geldiği 10-4 arası saatlerde plaja gitmedik. Unutmayın, tehlikeli saatlerde gölgede oturmak, güneşe maruz kalmadığınız anlamına gelmiyor. Beyaz taştan, kumdan, yerdeki fayanstan güneş ışınları yansıyıp tekrar size ve bebeğinize gelebiliyor ve zararlı olabiliyor. Dikkatli olmak lazım.
Korumasız, uzun süre ve aşırı süre olan güneşlenmeye inanmıyorum.
Kendim adıma da uzun süre güneş altında kalıp, ardından yaşlandırmayı geciktirici (!) kremler sürmeye de inanmıyorum.
Gelelim ev yapımı güneş kremimize. Güneş kremimizin ana koruyucu özellikte olan maddesi çinko oksit [zinc oxide]. Bilen bilir, İngiliz kolonisi ülkelerde cricket çok ünlü bir spor/oyundur. Cricket oyuncuları uzun süre güneş altında kaldıkları için yüzlerine kalınca bir katman çinko oksit sürerler. Çinkoyu araştırırken diş dolgularında da kullanıldığını öğrendim. Hemen dişçi olan kuzenimi aradım. O da onayladı, öyle ki dolguları doldurmadan önce çinko oksit sürüyorlarmış karanfil yağıyla birlikte, ve bu çinko oksit diş röntgeni çekildiğinde maddenin altında kalan yapıyı göstermiyormuş. Yani ışınlara karşı çok etkili, katman oluşturuyor. Öte yandan, doğada direkt bulunabilen bir madde değil, sentetik bir madde. Forumlarda susam yağının da güneş koruması için kullanıldığını öğrendim. Ama daha sonra susam yağının kılları güçlendirdiğini ve kıl oranını arttırdığını okudum. Ama evet yağlar içinde en yüksek faktör [SPF 15] koruma sağlayan yağ susam yağıymış. Yine de kıl konusuna kıl olaraktan güneş kreminde yer almamasına ve çinko bazlı bir tarif yapmak istediğime karar verdim.
Wellness Mama'dan bir tarif gördüm ve onu uygulamaya karar verdim.
Tarifimiz şöyle:
Ev-yapımı güneş kremi:
- 1/2 bardak sızma zeytinyağı
- 1/4 bardak organik hindistan cevizi yağı [doğal SPF 4)
- 1/4 bardak balmumu
- 2 çorba kaşığı organik karite yağı [Shea Butter] [Doğal SPF 4-5]
- 2 çorba kaşığı nano olmayan çinko oksit [20+ SPF]
- 1 damla organik çayağacı ya da biberiye yağı [tercihinize bağlı]
- 2 damla yasemin yağı [tercihinize bağlı]
Nasıl yapılır?
- Çinko oksit ve esansiyel yağlar [çayağacı ve yasemin] hariç tüm malzemeleri bir cam kavanoza koydum.
- Ocağa bir küçük tencere koyup, içine iki su bardağı kadar su koyup, kaynatmaya başladım. Bu esnada cam kavanozu benmari usulü tencerenin içine yerleştirdim.
- Hepsi eriyip, kaynaştıktan sonra, ağzımı bir tülbentle kapayıp iki kaşık çinko oksiti [direkt solunulmaması tavsiye ediliyor] sıvı haline gelen diğer malzemelerle karıştırdım
- Çinkoyu ekledikten sonra cam kavanozu tencereden çıkarttım ve karıştırmaya devam ettim
- Sıcaklık biraz soğuyunca içlerine esansiyel yağlarımı ekleyip şişelerime kremi koydum, soğumaya bıraktım.
Hepsi bu!
Verdiğim tarif üzerinden 40 ml'lik dört şişe çıkıyor |
- Karite yağının hücre yenileyici özelliği var, kırışıklıklar için kullanılan bir yağ. Ayrıca, karite yağını koymamızın ana nedeni waterproof yani şu geçirmez özelliği katması kremimize.
- Hindistan cevizinin faydaları saymakla bitmiyor zaten.
- Balmumu konusunda dikkatli olmalısınız. Piyasada satılan birçok balmumu parafin içeriyor doğal değil. Bu tarz balmumları ucuz ve aldatıcı. Kaş yapıyorum derken göz çıkartmamak gerekiyor. Malzemelerinizi aldığınız tedarikçiyi iyi seçmeli, bol sorular sormalısınız. Ben arıcılardan alıyorum hakiki balmumunu.
- Esansiyel yağlara gelince: Bu tamamen tercih meselesi. Ben şişe içinde herhangi bir bakteri oluşumunu engellemek için çayağacı damlattım 1 damla kadar. Kokusunu güzelleştirmek adına da evde olan yasemin yağını kullandım. Sizde mesela vanilya yağı ya da başka bir yağ varsa kullanabilirsiniz. Yalnız turunçgillerden olan yağları kullanmamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü ciltte leke birabildiği söyleniyor. Güneş kreminde kullanılmaması gereken esansiyel yağların bir listesini buradan bulabilirsiniz.
- Çinko oksiti bulmak biraz zor. Kimse iki çorba kaşığı kadar nereden alınır bilmiyor. Çok araştırmam gerekti ama sonunda buldum. Buldum da öyle iki çorba kaşığı kadar satan yer bulamadım ve kilolarca almak zorunda kaldım. Dileyenlere maaliyetini karşılayacak şekilde iki çorba kaşığı tedarik edebilirim. Ya da bu kadar ürünü hazırlamakla uğraşamam diyenlere, yardımcı olabilirim. Özelden bana yazabilirsiniz: korinakrem@gmail.com. Benim kullandığım çinko oksit en üst seviye altın mühür diye geçiyor. Dikkat etmeniz gereken şey nano teknolojisi olmamalı çinko oksit. Zaten nano olan çok pahalı oluyormuş. Nano teknoloji ile üretilenler derinin altından vücuda sızıyor, derinin üstünde kalıp kalkan vazifesi görmek yerine.
- Çinko hariç tüm malzemeleri yıllar geçtikçe tek bir dükkandan bulmakta zorlanıyorum, alırken de yağların son kullanma tarihlerini sorun lütfen. Yağların raf ömrü 1.5 ile 2 yıl arası değişiyor. Sizin alacağınız yağların raf ömrü en az bir yıl daha olması lazım. Bir diğer sorun da bu yağların kiloyla satılmaları. Yani yıllık ihtiyacınız kadar güneş kremi yapmak için kilolarca yağ almak zorunda kalabiliyorsunuz.
Bu arada siz de çocuğunuzla bu etkinliği birlikte yapmak isterseniz, bırakın çocuğunuz balmumunun dokusunu parmaklarıyla hissetsin; karite yağının kayganlığını hissetsin; ona güneşin hikayelerini anlatın karışımı karıştırırken; nasıl da güneşin bizi beslediğini, bize sonsuz yararları olduğunu ama bir taraftan da bizim güneşe karşı korunmamız gerektiğini... Hikayeler bitmez... Her iş, zevkle çocuklarla birlikte yapılabilir..
Hayatta küçük zevkler var insanı çok mutlu eden. Benim için evde güneş kremi yapmak da böyle bir şeydi.
Keyifli yazlar, istakoz gibi kızarmamalar...
Sevgiyle, keyifle, sağlıkla...
Sonradan ekleme bilgi: 2014'un başlarında Yeni Zelanda [YZ]'daydık. YZ'da ozon tabakası Kuzey Yarım Küredeki endüstrileşmenin tetiklemesiyle daha ince ve o yüzden YZ'da cildinizi güneşe karşı iyi korumalısınız yoksa vücuttaki lekeler artıyor ya da cilt kanseri olunuyor. YZ'daki Cancer Society'in hazırladığı özel güneş kremleri satılıyor, içeriğindeki en büyük etken maddeyse çinko oksit. Oradan aldığım doğa ve sağlık magazinlerinde de tavsiye edilen ana güneş koruyucu madde çinko oksit.
2018'den bir not: Beş yıllık kendi güneş kremimizi kendimiz yapmamız ve çevremdeki sevdiklerimle paylaşma macerasından sonra, 2018 itibariyle görüyorum ki tarifi açıkça paylaşmış olsam da modern zamanlarda insanların en kıymetlisi 'zaman' bulmak ya da daha doğrusu zaman bulamamak! O yüzden Delfina ve Delfina'nın kardeşi Koru'nun isimlerinin karışımı Korina doğdu. Korina aynı zamanda özgürlüğüne düşkün Ege'li Yunan bir şairin adı ve o hep görmeyi çok arzuladığım Peru'nun yerli dilinin adı. %100 doğal ve içindeki yağların %80'ini organik sertifikalı yağlardan ürettiğim, altın mühür cinsinden çinko oksit güneş kremini www.instagram.com/KorinaKrem veya www.korinakrem.com adresinden benimle iletişime geçerek edinebilirsiniz. Ben beş yıl önce bu tarifi paylaştığımda benim bildiğim kadarıyla Türkçe yazılmış bir güneş kremi tarifi yoktu, şimdiyse bol bol var. İlgimi çeken bir diğer nokta bu tarif birçok butik firma tarafından uygulanmış ve bana sorarsanız çok yüksek fiyatlara satılıyor. Ben her ekonomik seviyeden insanların organik ürünlere ulaşabilmeleri gerektiğine inanıyorum ve hatta 'el insaf!' diyorum piyasadaki organik bile olmayan el yapımı güneş kremlerinin satıldığı rakamları görünce. Bir diğer konu ise tüketicinin kandırılma sorunu. Her ne kadar krem yapmak için benim de kullandığım yağlar soğuk sıkım olsa da kremi oluşturabilmek için bu yağlar ısıl işleme maruz kalıyorlar ve soğuk sıkım olmuş olmaları birşey ifade etmiyor. Organik yağ kullanmayıp, reklamını yaparken soğuk sıkım kullandık diyen firmalara lütfen itibar etmeyin. Bu göz göre göre tüketiciyi kandırmak oluyor. Güneşli zamanlarımızın keyifle ve sağlıkla geçmesi dileğimle...