My photo
a utopist, a green, a free soul, a liberal, a young (well let's say 'a new' rather than 'young') mother, a rebel, a thinker, a smiler, a wonderer, a note, a butterfly, a rainbow, a nymph, a kite, a wave, a breeze from the sea, a purple soul, a chocolate-addict, a lover...

Thursday 29 November 2012

Delfina's second birthday and reflections


Delfina is a two year old girl nowadays.. 
She's grown 40cm taller and she put on almost 11 kilos after she was born.  
It was a busy two years really...

mother & daughter
She had to learn how to eat, walk, talk, climb, run, make jokes, play, learn rules such as 'don't poke a carrot into daddy's eyes', deal with human relations, how to share, etc.
She travelled to Singapore, New Zealand, Spain and she is a wonderful travelmate. 
She moved house. She started to sleep on her own in her own bedroom.
She learnt that actually she could poo and pee in the toilet instead of her nappy, but only if she wants! 
She's a cute, smiley, beautiful, gorgeous baby. 
When mummy cries, she knows how to console her by saying 'annee?' which means mummy in Turkish and by giving hugs and kisses to mummy.. 
She loves to read books. She loves to listen to the Wiggles and songs of Peppe [a Turkish cartoon character] and watch Baby Einstein. 
She tries to sommersault with the help of her parents. She is a lovely playmate... Her laugh is gorgeous.
 When she tries to attract the attention of strangers, she simply shows them her tummy and belly button :) 
She is into computers like her dad is. She destroyed various parts of her mummy's puter successfully many times. She is quite good at puzzles and she loves her baby dolls.
She is the cutest when she says: 'more?' meaning to say 'would you like another cup of tea, darling?' :) 
She suddenly starts crying in the playground after spending two hours there the very moment she gets hungry and her mummy straightaway puts her to the pram and gives her a banana and that very moment she is as happy as anything. 

Delfi breastfeeding
in Alhambra, Cordoba, Spain
She is very observant: she keeps on finding people's glasses, cell phones, bags and brings them to the person they belong to.
She loves feeding the birds. 
She knows the roads, she tells mummy which way to go sometimes. 
She is a very confident young lady. 
She can count without using the actual words. She is very musical, she follows the tune.
Just before she turned two, she became familiar with the world of saying 'no'. Everything can be a no when it means yes :)
She used to eat any kind of veggy, but now she is a teenager who loves pasta, rice and ketchup [additives and colouring free] ;)
She adores breastfeeding, and her mother is so happy that she could breastfeed for two years despite various health related problems. 
Delfina Ada is very much loved by people around her and she is a bundle of joy and happiness...
She penetrated into the lives of her parents very surprisingly but became the best surprise ever... I -as a mother- am so thankful for every second I am having with her and for her existence...
Happy birthday, my gorgeous girl...
May you shine in our lives ever...
Here is a cool and an interesting anecdote:

Delfina the chick

Delfina's grandfather ('pop' as she calls him) incubated 7 eggs from his chooks. He named each egg on one side kya, delfina, alana, shayla [his granddaughters], dania [his daughter], averil [wife] & one late egg which he named "late egg". He put a cross on the other side of each egg (apparently you have to turn them 3 times a day). Only one hatched unfortunately but here's a small but interesting coincidence. The delfina egg was the only one to hatch & it hatched on her birthday! 


May my love for you protect you from evil and badness forever 
and may you be safe and full of life energy...
I love you my li'l chick...




Gerisi burda...

Wednesday 14 November 2012

Her derde çare: şal


Resimde pek belli olmasa da
Delfina şal yardımıyla 
belime bağlı otobüs yolculuğunda.
Bende de güvenlik kemeri takılı

Bebeklerimiz için farklı dertlere çare bir sürü ürün piyasada. Anne olduktan sonra internetten bir sürü bebeklerle ilgili araç ve eşya gördüm. Ufkum açıldı. Ama gerçekten hepsi de gerekli mi?
Mesela evde mama sandalyesi oluyor ama başka bir yere seyahate gittiğinizde kullanmak için başka taşınabilir sandalye ya da kumaştan yapılma bir sistem satıyorlar; bebekler yürümeye başladıktan sonra düşmesini önlemek için kayış satılıyorlar gibi...

Ben hep boynumda duran bir şalla bir çok işimi görüyorum. Delfina ufakken gittiğim yerlerde normal sandalyeye Delfi'yi oturtup boynumdaki şalı alıp sandalyeyle birlikte beline bağlardım.Böylece düşmesini önleyip normal sandalyeyi mama sandalyesi güvenliğine dönüştürmüş olurdum. Delfi yürümeye başladıktan sonra, düşmelerini engellemek için  kayış aldım ama  kayıştan ziyade yine şal kullanıyorum (şal her zaman boynumda ama kayışı unutuyorum işte arada). Mesela vapura biniyoruz ve korkuyorum Delfi düşecek ya da denize uçacak diye ve napiyorum? Hemen boynumdaki şalımı onun beline bağlıyorum. O şekilde vapuru geziyoruz, nitekim ne zaman vapura binsek her katı itinayla geziliyor hanımefendiyle :) Ya da arabaya bindik ama araba koltuğu yok bebeğim için. Napıyorum? Kendi emniyet kemerimi takıyorum sonra aynı uçaktaki sistemi kullanıp, şalımı Delfina'nın belinden kendi emniyet kemerime bağlıyorum. Tabi bu sistemi sadece çaresizlikten ürettim. Yoksa çok güvenli olduğunu düşünmüyorum ama benimkisi bir türlü kendini teselli. Çünkü öyle durumlar oluyor bebek koltuğu olmuyor ya da takside sorun oluyor. Ayrıca Delfi üşüdüğünde üstüne örtebiliyorum şalı ya da üstünü ıslattığında ama yanımda ekstra kıyafet olmadığında hemen kıyafetinin altına şalımı yerleştiriyorum. Ben kendim de alerjik astımlıyım ve terlemek bana hiç iyi gelmez. Terlediğimde hemen şalımı sırtımdan kıyafetimin altından aşağı sarkıtıp tenimin terimle ıslak kalmasını önlüyorum. Nitekim İstanbul çok nemli bir yer ve terlemek direkt ciğerlerimin durumunu kötüleştiriyor.  Ben salı her türlü derde deva olarak kullanıyorum. Belki sizin de işinize yarar :)
Ayrıca, şalla çok güzel oyun da oynuyoruz. Şalı  alıp, iki ucundan bir Delfina, bir ben tutuyoruz. Sonra 'salla salla' derken sallayıp birden 'dur' diyoruz, ardından sallamaya tekrar başlıyoruz. Böylece durmayı ve tekrar başlamayı öğreniyor. Ardından şalın altına giriyoruz, tekrar dışına çıkıyoruz. İp çekişmece oynar gibi, şal çekişmece oynuyoruz. Çadır yapıyoruz, ve daha neler neler :) Her derde çare: şal :)
Gerisi burda...

Sunday 11 November 2012

Yolculuk cantasina bebek icin neler konulmali?

Bebekle seyahat etmek tek basina seyahat etmeye benzemiyor. Surekli bir seyleri öngörmek gerekiyor ve ona gore hareket etmek. Ben anne ve bebege bir butun olarak bakiyorum. O yuzden bakim cantamizin icine koydugum bazi seyleri anne-kiz olarak kullaniyoruz. Siz de bizim gibi uzun yollara cikiyorsaniz, belki bu listenin faydasi olabilir:
Delfina yollarda
  • Ates dusurucu surup: bunu kullanmamak icin elimden geleni yapiyorum, nitekim atesten ve bebegin havale gecirmesinden cok korkarim. O yuzden ne olur ne olmaz diyerekten hep yanimda bulunduruyorum. 
  • Ateş ölçer
  • Pişik için sudocrem: Umarim bu kremin ileride olumsuz etkileri oldugunu duymayiz. Olabildigince az ve gerektiginde kullaniyorum. Ingiltere'de cok sevdigim bir arkadasim sezeryan olduktan sonra sezeryan yarasinin uzerine ebenin bu kremi tavsiye ettigini ve yaranin cok kisa surede iyilestigini soylemisti. Bebeklerin o tatli popolarindaki pisikler icin de cok etkili. 
  • Karbonat (yemek sodasi): Kizimin dislerini karbonatla fircalatiyorum, ayrica karbonat cok iyi bir temizleyici ve bebek bakimiyla ilgili bir suru derde care. Disi cikacak ya da kasinan bebege cok iyi gelir. Kucuk bebekken agizda olusan pamukcugu gazli bez yardimiyla temizlemede kullanilir ve daha neler neler (bakiniz: http://pratikanne.com/2012/04/karbonat-ile-dogal-pratik-temizlik.html )
  • Beyaz sabun: Kirlenen bebek giysilerini beyaz sabun harika temizler, lekeleri cikartir. Uzun yolculuklarda cok fazla giysi tasimaktansa yanimda sabun bulundurup camasirlari elimde citiliyorum. Malum iki haftadan fazla yollarda olacaksaniz ve gideceginiz ulkede/yerde camasirhane bulup bulamayacaginizdan emin olamiyorsunuz. 
  • Kurutulmus kekik: Üşütmelerde çok faydalidir (mideyle ilgili), Cayi demlenir ya da agizda tutulur.
  • Rezene: Bebegin ve annenin gazi icin birebir. Cayini demleyip icmek hem kaliteli bir uyku getiriyor hem de bebegi de anneyi de rahatlatiyor.
  • Biberiye yagi: antibakteriyel, antimikrobiyaldir. Her turlu temizlikte kullanilir. Ben en son yolculugumuzda kan dolasimimi hizlandirsin diye, dis fircamin ustune damlatip, dis etlerime masaj yaptim. Hem de agiz hijyenini sagliyor. Hastaliktan kurtulmak ya da hastaliga yakalanmamak icin mucizevi bir bitki. Ingilizce de bosuna 'rosemary' denmiyor. Ispanya'da yoldaki cingeneler biberiye bitkisini veriyor yoldan para istediklerine (ayni bizdeki gul gibi), cunku kutsal bitkilerden biri.
  • Kolonya: Bildiginiz kolonyayi kullaniyorum elleri, tirnak makaslarini vs. dezenfekte etmek icin. Ozellikle otobusler gibi kalabalik yerlere girdigimizde ise yariyor. Yeri geliyor otellerde klozet temizliginde bile kullaniyorum kizim oturmadan once.
  • Tirnak makasi: ne olur ne olmaz. Tirnak batmalarina karsi ve uzun suren yolculuklar icin.
  • Tarak
  • Pamuk
  • Dis fircasi
  • Bebek arabasi icin yagmurluk
  • Semsiye: Ayni anda bebek arabasini kullaniyorsaniz, cok zorlaniyorsunuz semsiyeyi tutmak icin ama sagnak yagan yagmurlar icin pek ideal.
  • Bebek bezi: Her ulkede arzu ettiginiz bebek bezini bulmak zor. Tedarikli gitmede fayda var. Nitekim Delfi'nin poposu cok hassas, her bebek bezini kullanamiyorum. Ve isin ilginci yurtdisinda Prima'nin premium care markasini kolayca bulmak hemen hemen imkansiz. 
  • Kis aylari icin:
  • Taze zencefil: Olur da her yerde bulamam diye yanimda tasiyorum, oksuruge, bogaz sisligine cok iyi gelir. Kaynatilip icilir, sicak su bulunamazsa, kucuk bir parca agizda tutulur. Balgamli oksuruge sifa oldugu vakidir. Bebege verilemezse, emziren annenin icmesi ve bu yolla bebege ulasmasi cok sifalidir.
  • Sinus rinse kit:  Eczanelerde satiliyor, burun tamamen tikandiginda cok faydali. Cocuklardan cok buyuklerde kullaniliyor. Ama cocugunuz hic bir sekilde nefes alamiyorsa, gerekli bir arac. Malum ucaga binmeden once burnun acik olmasi gerekiyor, kulak travmasi gecirmemek icin.
  • Deniz suyu: Tikali burunlari acmak icin. Eczanelerde bebekler icin Otribebe marka satiliyor.
  • Burun aspritoru: Kullanmak istemedigim baska bir arac (burnun icini asiri kurutabiliyor). Ama nolur nolmaz diye yanimda kullanmasam da tasiyorum. 
  • Viks: Hakkinda cok farkli rivayetlerin oldugu bir urun. Yani kimisi der cocuklarda kullanmayin, kimisi kullanin der. Hatta o ki bir sehir efsanesine gore bebeklerin ayaginin altina azicik surerseniz bebeginiz tum gece araliksiz uyur. Delfi 22 aylikti denedim ve gercekten uyudu. Hos bu ya bir tesaduf ya da gercek bilemiyorum ya da viks sirketinin pazarlama bolumunun ortaya attigi bir olay. Ama Delfina'nin iki gece sonra normal uyku bolunmeleri geri geldi. Ben usuttugumu hissettigimde ayagimin altina surerim ve bana hep iyi gelir. Malum emziren bir annenin kendine iyi bakmasi gerekiyor cunku sutumden bebegime geciyor hersey. 
  • Yaz aylari icin:
  • Citronella ve okoliptus yaglari: Bunlari sineklere karsi kullaniyorum. Delfina'nin kiyafetine ya da mendillere bunlardan damlatiyorum ki sinekler uzak dursunlar. Normalde lavanta da kullaniliyor ama Delfina'nin ve benim lavanta alerjimiz var. O yuzden yanimda tasimiyorum. 
  • Tea tree yagi: Sinekler isirdiginda lavanta ve biberiyeyle karistirip isirigin ustune suruyoruz.
  • Gunes Kremi: Kullanmiyorum normalde onun yerine 50 faktorlu mayo giydiriyorum, gunes isinlarinin dik geldigi saatlerde Delfi'yi disari cikartmiyorum. Ama Yeni Zelanda'dan zinc bazli bir dogal gunes kremi aldim. Cricket oynayan sporcular saatlerce gunes altinda kaldiklari icin yuzlerine zinc suruyorlar. Asiriya gitmiyorum ama yanimda bulunduruyorum, olur da gunes altinda durmamiz gerekirse diye/.
  • 50 faktorlu mayo
Eglence icin:
  • Cok fazla oyuncaga gerek yok, hatta hic yok. Cocugunuzun evdeki oyuncaklarini ozlemesi hatta daha iyi bile! Ama onsuz uyuyamadigi bir oyuncagi varsa, ya da hani birbirine gecen farkli renklerde kupalar var ya. Iste onlardan cok iyi yol arkadasi oluyor hem sahilde hem otobuslerde vs. Icine farkli kucuk malzemeler saklayip oyun oynuyoruz.
  • Boyama kalemleri ve defterleri
  • Balon
  • stickerlar
  • sisme plaj topu: yaz kis ise yarar, tasimasi hafiftir.
yollarda uyurken
Yemek icin:
Mutlaka yaniniza bebeginizin sevecegi birseyler alin. Bebeginiz yolda huzursuzluk yapiyorsa ya da agliyorsa, bilin ki ya aç ya da uykusuz. Bebeginizi sizden daha iyi taniyan biri yok, o yuzden yaniniza mutlaka bebeginizin sevecegi birseyler almakta fayda var
  • Evden yola cikmadan once, mesela ben sutlu pogaca [1kg. un, 1 corba kasigi kuru maya, 1 cay kasigi tuz, 1 corba kasigi seker hepsini karistirip  1/2 bardak sivi yag ve 1 bardak ilik sutu ekleyip hamur haline getirin, bekletin ve ic malzemesiyle pogacaniza son seklini verin]  yaptim. Yemesi kolay, yolda iyi oluyor, bebeklerin pek bir sabri yok nitekim acliga. 
  • Muz: Hangi ulkeye gidersek gidelim en buyuk kurtaricim. Ayrica sinek isiriklarina karsi muzun ic kabugunu surmek faydali.
  • Mandalina: soymasina izin verirseniz, bebeginiz uzun sure onu soyup yemekle vakit geciriyor
  • Su
Bizim listemiz bu, belki sizin icin de faydali olur..
Mutlu yollar ~~




Gerisi burda...

Friday 9 November 2012

Delfinam'la Ispanya yollarinda..

Delfina dogdugundan beri izmir-istanbul arasi mekik dokuyoruz ama en son Delfi 13 aylikken uzun yola cikmistik Yeni Zelanda ve Singapur'a gitmek icin. Simdiyse Delfi 23 aylik ve biz ispanya'dayiz. Babamizin surekli is seyahatleriyle bizi birakmasindan biktik, biz de pesine takildik. Malaga, Motril'de Almanlar'a ait bir oteldeyiz su an ve hazir Ispanya'ya gelmisken Almanca ogreniyoruz :) Yolculugumuzu anlatmamizin nedeni bebegiyle yurtdisi seyahati yapacaklara bizim maceralarimizin yol gostermesi umuduyla...

Delfi daha tam 2 yasinda olmadigi icin ona ayrica ucakta koltuk almamiza gerek yoktu, yine de tabi 100TL gibi bir rakam odendi. Ama artik Delfina cok buyudu ve benim kucagimda kemere baglanmak istemiyor. 


Iberia Havayollariyla geldik Madrid'e ve ucak cok dolu olmadigi icin yanimizdaki koltugu rahatca kullandik. Iberia yolculuga biz basladiktan sonra resimde gorunen uzerine cizilip silinebilen bir oyuncak hediye etti. Delfi'ye ozgu bir menu yoktu ama normal buyuk menusunden verdiler ona da. Bir de yan koltuklarda cok hos cocuklu bir ispanyol aile vardi, Delfi cok eglendi yolda. Yalniz Delfi'nin annesi yola tabii ki hazirlikli cikti yola, yanimiza resim yapmak icin, defterler, boyalar vardi. Ama Delfina en cok annesinin yanina aldigi kirmizi kendinden yapiskanli noktaciklarla oynadi. Bundan daha once de bahsetmistim, ama resimlerle bu oyundan yine bahsetmek istedim. Kirmizi noktalari once kendi yuzume yapistiriyorum, ardindan Delfina'ya 'burnum nerde' diyorum, o burnumdaki kirmizi noktacigi aliyor ve ben onu onun kendi burnuna koymasini istiyorum. O da oyle yapiyor. Bu vucudumuzun diger organlarina da yansiyinca cok zevkli ve bol kahkahali oluyor.  Bu oyun cocuklarda el-goz koordinasyonlarini sagliyor ve organlarin adlarini kolayca ogrenmesini sagliyor. Yan tarafta oturan aile de ona organlarin ispanyolcasini soylediler, ve cok eglendik. Benim ve Delfina'nin yola cikarken burunlarimiz tikaliydi, ben de bir panikle eczaneden abimin tavsiyesiyle sinus rinse kit diye bir sey edindim (bayram gunu biz eczane nobetci eczane bulamadik ama Fatos Ablamiz her zamanki gibi imdadimiza yetisti, insanin hayatinda boyle harika insanlar olmasi tarifi mumkunsuz bir his..) Havalimaninda siseyi suyla doldurduk ve kucuk sasenin icinde bulunan karbonati sisenin icine ekledik. Sonra burnumuzu bununla iyice yikadik [bunu burun acildiktan sonra surekli yapmamanizi tavsiye ederim zaten cocuklarda bir buyuk yardimiyla ve cok az kullaniliyor, buyuklerdeyse 1 en fazla iki kere derim ayni gun icinde]. Malum burun tikali oldugunda ucus esnasinda olusan basinc farkliligi kulakta ciddi agrilara neden oluyor. Bunun icin ucus esnasinda burnunuzun tikali olmamasina dikkat etmek gerekiyor ve inis ve kalkislarda burnu tikali olan bebeginizi emzirmek en buyuk ilac. Bunun haricinde yani emmedigi anlarda ben de tum agzimi acarak Delfina'nin agzini acmasini ve boylece basinctan olusan kulak sancisini engelletmeye calistim. Ayrica emzirmiyorsaniz, cocugunuzun agzina cigneyebilecegi seyler vermek de cok onemli. Yeni doganlar inis ve kalkislarda hep aglar dikkat ettiyseniz, eger anne emzirmiyorsa o sirada. Nedeni de basincin kulaklara yaptigi baskidir. Eger bebeginiz uzun sureli emmiyorsa ya da emdirmiyorsaniz; o zaman mutlaka agzinda cigneyebilecegi bir yiyecek verin. Ben emmedigimiz zamanlarda Delfina'mla agiz acmaca oyunu oynuyoruz; nasil mi? Agzimizi sonuna kadar aciyoruz ve 'aaaaaa' diyip, guluyoruz :))

Yanima mandalinalar ve muz almistim, bunlarda ucaktan sonra metroyla otele giderken cok iyi oldu, cunku cocuklarin ve hatta buyuklerin ellerinde ve agizlarinda oyalanacaklari bir sey oldugunda pek de soylenmiyorlar malum :) Bir de mandalinayi soyup eline vermektense, butun olarak veriyorum ama bir yerden soymaya basliyorum. Delfina bir sure mandalinayi soymaya calisiyor, sonra da yemeye ve bu ayni bir oyun gibi ilgisini baya bir sure cekiyor. Daha sonra da mandalina kabugunu elime ovusturup koku vermesini sagliyorum ve bunu Delfina'ya koklatiyorum. Boylelikle hem eliyle, hem gozuyle (koordinasyon) hem de burnuyla bir sey yapmis oluyor.

Ispanya'da cocukla gezmek


Oncelikle, birkac ilk yasadik, onlari paylasmak istiyorum. Pazar sabahi 7'de Madrid'i dolasmaya basladik ve hava 5 dereceydi, ve ben TR'nin sicagindan birden 5 dereceyle karsilasinca bir dondum kaldim. Yolda acik bir cafe bulduk ve ordan devasa boyutta ama enfes bir sicak cikolata aldik.

Delfi'nin ilk sicak cikolatasi, soguk bir Madrid sabahi

 Ben Delfina'ya seker vermiyorum ama hava o kadar soguktu ki Delfina'nin o sekere en az benim kadar ihtiyaci oldugunu dusundukve Delfi ispanya'da 28 Ekim 2012 itibariyle ilk sicak cikolatasindan bir yudum icmis oldu, iki kere de kremasindan yedi, ama sonra istemedi ki bu iyi bir sey oldu.
Ikincisi, babycentre'dan ben hamileyken haftalik epostalar gelirdi, bebegimin gelisimini takip etmem icin, Delfi dogduktan sonra aylik gelisim rehberi yollamaya basladilar ve bu ayki rehberde bebegimin bu yas itibariyla 3 kelimelik cumle kuruyor olmasi lazimmis, ama bizim tatli cadi kurmuyor ki bu normal diye dusundum cunku hem iki dilli buyuyor hem de arada bir araya farkli diller sokan manyak bir annesi var. Ama Delfina bize 29 Ekim hediyesi yapti ve soyle bir diyalog gerceklesti:
Anne: Delfina, do you want to go to the playground?
Delfina: No, I don't

Babasiyla, dedigi seye inanamadik :) Hadi bakalim, demek ki kizimiz buyuyor ve ogreniyor.. Herseyin zamani var.
Ucuncusu, Delfina icin ilk kez sehir ici bir otobuste bilet odedim. Otel'den [Robinson Club] Motril'e gittik ikimiz ve sofor onun icin de otobus parasi odemem gerektigini soyleyince inanamadim. Nasil yani 2 yasinda bile olmayan bir cocuk icin otobus parali! Ispanyollar ciddi maddi krizdeler!
Delfi Motril'de bir parkta
Parktaki ilginc oyuncaklardan

Delfina'yi Motril'deki buyuk bir parka goturdum Latin Amerika'dan getirilmis ilginc bitki turleri ve agaclarla cevrili, ama sanirim Ekim sonunda oldugumuz icin midir nedir Malaga taraflari pek bir ölü şehir modunda. Ingiltere'deyken Malaga'nin her daim cook sicak, sahilleri dopdolu, sirin bir yer oldugunu dusunurdum ama hic de oyle degil. Ispanya'ya geldigimizden beri hava cok soguk. Moda, istanbul bugun 25 dereceydi, burasiysa 15 derece bile degildi ve yagmurlu :( Biz gercekten elimizdekilerin kiymetini pek bilmiyoruz TR'de. TR'de yasarken surekli elestiriyor insanlar yasadiklari ulkeyi, ama bi de cikin baska bir yerlere, hemen 'aman ulkem canim ulkem' oluyor durum :))
Ben dogal olarak oksurmeye basladim, ama Delfina'yi bol bol emziriyorum bagisikligi guclensin diye. Bir de Almanlara ait bir otelde kalmanin faydasi su oldu, sabah kahvaltida koca bir surahi var ici taze zencefille kaynatilmis suyla dolu, diger bir surahide cimenlimonu (?) [lemongrass] suyu, bir kavanoz harika bir bal, ve bir kase limon. Sabahlari bunlari karistirip 2-3 bardak iciyorum, sonra bir parca zencefili de agzima alip saatlerce ceviriyorum. Bu bana cok zindelik verdi ve oksurugum azaldi ama cogalmadi. Delfina'ya bunlari direkt olarak vermesem de biliyorum ki sutumden ona geciyor. Sut demisken, dun otobuste bir ispanyol hanimla ben hic ispanyolca bilmeme ragmen iyi anlastik, dertlestik, cunku kadin dogasi her yerde kadin dogasi. Hanim da 4 yasina kadar cocugunu emdirmis, ve biraktirmak zor olmus, 'anne nolur emeyim' diye yalvarmis hep cocuk daha sonrasinda. Ama otobusteki hanim, bana o kadar kadinligi ve emzirmenin dogasini anlayan gozlerle bakti ki, belliydi kendinin de o gunlere bir anda hayalinde geri gittigi... Emzirmek harika ve cok kutsal bir bag.. Ve kadin, kadinin halinden anlar, Turk olsun, ispanyol olsun, Afrikali olsun.. kadin her yerde kadindir..

~

Bizim adetlerimizde cocuklari hava soguksa cok giydirmek gibi bir adet vardir, ama cocuklari cok giydirirken bence terletmemek onemli. Bence soguk degil, ter en onemli dusman. Evet hava soguk ama biz bugun bir ara hava sicakkene sahilde kumlarla ve denizle oynadik. Onu giydiriyorum ama dikkatli olmaya calisiyorum. Hava birden sicaklar gibiyse ustundeki katmanlari cikariyorum. Su ana kadar cok sukur pek bir sıkıntımız yok. Umarim gezimizin kalan kismi da guzel gecer..

not: yazi 29 Ekim'de yazildi ama bloga konulmasi zaman aldi..
Bu resmi neden koydum?
Kaydiragin ustunde yazan
'accion, revolucion' yazisindan oturu.
Gerisi burda...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...