My photo
a utopist, a green, a free soul, a liberal, a young (well let's say 'a new' rather than 'young') mother, a rebel, a thinker, a smiler, a wonderer, a note, a butterfly, a rainbow, a nymph, a kite, a wave, a breeze from the sea, a purple soul, a chocolate-addict, a lover...

Friday 15 February 2013

One Billion Rising: kizimla, kizim icin, tum kadinlar icin


Kizlarimizla Besiktas'ta Kadina karsi siddete hayir dedik.
Esra&Delfina - Hande&Bengisu
Hep bize dunyada yaratilan ilk insanin bir erkek oldugu anlatilir. 
Peki o yuzden midir ilk gelenin otoritesini kabullenis?
Esasinda ana sorun bir otoritenin varligi ve mevcut sosyal duzenin bir diger cinsin egemenliginde kabullenilmis olunmasidir. Ve bu otoritenin yapisi cok problemli tabii ki cunku cinsel organindan bir parcanin geleneksel olarak kesildigi bir otoritenin kadinlar ustune yansiyan saldirganligi dun gittigimiz One Billion Rising duruşunun ana konusuydu. Dun anali-kizli dunyadaki kadina karsi siddet konusunda farkindalik yaratmak ve buna bir dur denmesinin zamaninin gelip de gectigini gostermek, ve konuyla ilgili sesimizi duyurmak icin Besiktas'taki dansa katildik. Aksamina da Delfina'yi en guvenilir ele birakip, ben arkadaslarimla Kadikoy'dekine gidip, halay cektim. 

Delfina ve Bengisu gelecekleri icin dans ederken
Ben esimle evlenirken, hem nikah memuru hem de davetliler baski yapti, ayagina bas diye [tabi sevgili esim Turk kulturunde varolan bu gelenegi bilmedigi icin bos gozlerle bana bakti, ne diyorlar diye], ben de 'esitlikten yanayiz, o yuzden basmiyorum' dedim. Ben hayatin her yerinde, her aninda esitlikten yanayim. Kucuklugumuzden beri bize ogretilen hikayeleri ve rolleri sorgulamasi akli olan ve dusunen her insanin sorumlulugu kanimca. Ben eger nikah esnasinda, toplum bana 'bas' dedi diye bassaydim, kendime uzak dusmus olurdum. Ben esitlikten ve birlikte mutluca yasamaktan yanayim. Niye insanlar kendilerini bir digerinden ustun goruyorlar ki! Niye bir insan digerine siddet uygulamayi kendine hak sayiyor ki! Nasil bir anlayistir bu, aklim almiyor. Insanligin getirdigi ahlaka sahip olanlarin da zaten boyle bir seye kalkismayacaklarini dusunuyorum. 
Yine de sonuc degismiyor: kadinlar ölüyor, öldürülüyor, dayak yiyor, evlere hapsediliyor; isin kotu yani kadinlar siddete maruz kaldiklarini anlamiyorlar bile!
Arkadaslari da gormus olduk :)
Siddet, sadece dayakla, zorbalikla olmaz. Karsinizdaki erkek, sizin psikolojinizle oynuyorsa, size hakaret ediyorsa, sizi bastirmaya calisiyor ve size kendinize karsi surekli olarak sucluluk hissettirmeye calisiyorsa; bilin ki siz de siddet mazurusunuz. 
Internette ve toplumda duydum bir suru sacma sapan erkek soylemleri: neymis, dans edip ne olacakmis, siddete maruz kalan kadin hala devam ediyormus maruz kalmaya, dans edip de bir sey mi degistirecekmisiz? Cevaben soyle diyorum: siz dans etmediniz de degistirebildiniz mi durumu? Kadinlar, birbirlerine destek gosterdikce, alternatif yollar kadınların önlerine sunuldukca iclerinde bulunduklari carktan kurtulabileceklerdir. Hukumetlerin de esitlik ve adalet icin elinden geleni yapmasi ve caydirici kanunlar cikartip, kadinin yaninda pozitif ayrimcilik kapsaminda yer almasi gerekmektedir.

Kizim ve tum kadinlar icin adil, esit ve yasanilir bir dunya diliyorum... Erkekle birlikte, omuz omuza varolabilecegimiz, yasanilasi bir dunyaya..

2 comments:

  1. Tebrikler bu arada siteniz aracılığı ile 8 mart dünya emekçi kadınlar gününü kutlarım. Sitenizdeki bilgilerden istifade ediyorum..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sanirim 8 Mart kadin sorunlarinin hatirlandigi yegane gun ama umarim kadin cinayetlerinin, kadina karsi siddetin ortadan kalkmasi icin vesile olur.. Hepimiz birlikte gucluyuz! Kadinlarin kendi ayaklari uzerinde, mutlu yasayacaklari nice gunlere, sevgiyle..

      Delete

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...